sosyoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sosyoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

ELİF ŞAFAK TED KONUŞMASI...Gelin tanış olalım, İşi kolay kılalım

  Elif Şafak kendi hayatından kesitler sunarak başlıyor   konuşmaya;  1999 daki deprem için "1999'da deprem  İstanbul'u vurduğunda oradaydım. Ve depremin olduğu  gece ile ilgili aklımda kalan temel görüntü budur --  muhafazakar bir  bakkal ile ağlayan bir travestinin  kaldırımda yan yana sigara içişleri. Ölüm ve yıkım ile  yüzleştiğimizde dünyevi farklılıklarımız buharlaşır, ve bir  kaç saat için bile olsa hepimiz Bir oluruz. Ama ben her  zaman hikayelerin de benzer bir etkisi olduğuna  inanmışımdır.” diye devam ediyor.
Baba ve Piç kitabının mahkemelik olma süreçlerini ve  altında yatan nedenleri ortaya koyuyor..Bir pergel  benzetmesiyle köklerinden kopmadan dünyaya nasıl açıldığını vurguluyor. Yazarların politik görüşleri olabilir, hatta

HÜKÜMET KADIN

Yorumlarına baktığımda genelde çok etkilenmedim. Ya  da izlemek için içimde dehşet bir istek uyanmadı ta ki eleştirilerden bağımsız izlemeye karar verene kadar. Seyir halindeyken eğlenmeyle birlikte akılda kalıcı replikleriyle bu bloğa konuk olacağını düşünmemiştim. Semiyat Midyatın yönetmenliğini yaptığı Hükümet Kadın da Demet Akbağ, Güneydoğu’nun ilk kadın belediye başkanı Xate’nin mücadeleci yapısını komik unsurlarla süslemiş, eğlenceli, sürükleyici bir film. Yer yer ince mesajları anlamlandırarak yer yer kahkahalar atarak film içine çekiliyorsunuz. Hükümet Kadın film yorumlarının neden bu kadar farklılık gösterdiğini de filmi izledikten sonra anladım. Bazılarının farklılığa tahammülü yok, oysa filmin vermek istediği mesaj doğru alınmış olsaydı zaten dikkat çektiği konuda farklılıklara rağmen birbirimizi sevmekti.
Hükümet Kadının en dikkat çekici söylemi de bana göre şu repliklerdi :

Bir kurbağayı kaynar su dolusu bir kazanın içine attığımızda neler olur dersin?





-    Tabi ki kurbağa can havliyle refleksif bir şekilde kazandan dışarıya sıçrayacaktır. Acı verici bir deneyim ve belki birkaç yanığın ardından, kazanın içine atlama ile ilgili olumsuz bir kodlamayla ancak kendisi için uzun vade de olumlu bir deneyimle yaşamaya devam edecektir...

Peki.... başka bir kurbağa soğuk veya ılık su dolusu bir kazanın içine atıldığında ve su yavaş yavaş ısıtıldığında neler olur dersin?

-    Bu sefer kurbağa yaklaşan tehlikeden habersiz, kazanın içerisinde kalmaya devam edecektir. Gittikçe artan su sıcaklığı kurbağayı daha da sersemletecektir, taa ki yerinden kıpırdayabilecek hali kalmayana dek  ve....kaçınılmaz son...
 Eminim aranızda kurbağa öldürmek isteyen yoktur :) 

İşte bu durum birçok insanın da hatta toplumlarında yaşam öyküsüdür...

Önemli bir çıkarım; 
Birşeyi yavaşça değiştirirseniz; çoğu kimse bunu fark etmez...

Yani;

Eğer para sorun olmasaydı nasıl bir yaşam sürdürmek isterdiniz?



Hayatımda para sorunum var diyenler için şiddetle önerdiğim bir bağlantı...
Bizler bu eğitim süreçlerimizde yaşanan garipliklerden nasibimizi aldık mı yeterince?
Bu satırları okuyan kaç kişi yaşamaktan mutlu olmadığı yaşam döngüsünde? ya da o döngüde olduğunun farkındalığında? Farkında olupta sadece durabilmekte? NASIL adım atacağını bilmeden sadece izlemekte?

Kendi dünyamda NASIL'ı arıyorum...ve paylaştıkça daha çok yakınlaştığımı hissediyorum...
Sevgiler....